sayfamı beğen ;)

8 Mayıs 2012 Salı

Beyaz dut


Taze beyaz dut ile beyaz dut kurusu arasında kimyasal yapısı bakımından şüphesiz önemli farklılıklar olacaktır. beyaz dutun dalından koparıldıktan kısa bir süre sonra tüketilmesinin çok daha faydalı olduğunu belirtmiştim. Çünkü beyaz dut toplandıktan birkaç saat sonra içeriğindeki bazı etkin kimyasal maddeler değişime uğruyor ve doğal antibiyotik gücünü önemli ölçüde yitiriyordu. Taze beyaz dut ile kurutulmuş beyaz dut arasında etki bakımından çok önemli farklılıklar vardır. Beyaz dut, kış ayları için yaz mevsiminin güneşi altında kurutulduğu zaman öylesine önemli bir değişikliğe uğruyor ki, egzamaya karşı adeta mucize etki gösteriyor.
 
Kanda iltihap
Anadolu’da beyaz dut ve yapraklarının bazı iltihaplı hastalıklara karşı kullanıldığı Osmanlı Döneminden beri bilinmektedir. Dutun yapraklarında kendine özgü doğal antibiyotik ve antiseptik özelliği olan etkin maddeler bulunmaktadır. Bunlardan bazılarını aşağıdaki tabloda vermiş bulunuyorum. Şeker hastalarının derilerinde kapanmakta geciken yaralarına karşı taze dut yaprağından hazırlanmış ve ılık olarak uygulanacak dut yaprağı çayının pansumanı iyi bir destekleyicidir.
 
Tablo: taze dut yaprağında bulunan bazı etkin maddeler:
dihidroksichromonaskorbik asit
albaninchlorojenik asit
asparajik asitsitrik asit
olinik asitguiakol
 
Eğer, kanda iltihap bulunmuş ise, aşağıda uygulama şeklini önermiş olduğum beyaz dut kurusu kürü, mükemmel bir destekleyicidir. Kanda yüksek olan CRP (chemical reactive protein) değerinin düşürülmesinde iyi bir yardımcıdır.
 
Egzama yaraları
Ellerinde egzaması olan ve yirmi-yirmibeş yıldır uygulamadığı tedavi kalmamış onlarca insan tanıdım. Bazıları öylesine zor durumdaydı ki, ellerinin sürekli çatladığından, kanadığından ve çektiği acıdan bahsediyordu. Ellerini iş yaparken kullanmak onlar için bir azap haline gelmiş… Özellikle ellerinde egzama yaraları olan bazı ev hanımlarının durumları o kadar kötüydü ki, ellerini suya değdiremez hale gelmişlerdi. Onlara beyaz dut kurusu kürünü önerdim. Uygulamaya başladıktan birkaç gün sonra egzama yaralarının kapandığını ve birkaç hafta sonra tamamen yok olduğunu ve ellerinin adeta pamuk olduğundan bahsediyorlardı. Ulusal televizyon kanalarında ilk defa açıkladığımda, programı izleyen onlarca bayandan birkaç hafta sonra telefon, e-mail ve faks aldım. Ve hala daha da almaya devam ediyorum. Birkaç kişi teşekkür etmek için ofisime kadar geldiler. Ellerini gösterdiklerinde, daha önceden egzama yaraları olduğuna inanmak mümkün değildi. Onların sevinci benim mutluluğumdur.
 
 
Değerli okuyucu, telefonla arayarak sevincini paylaşan bu insanlara buradan “Allah onlardan razı olsun” diyorum. Çünkü bana sizin için ne yapabiliriz hocam diye soruyorlar. Onlara cevabım hep aynıdır, “mademki çok sevinçlisiniz, lütfen sizde bir fakiri sevindiriniz”. Ben yaşamım boyunca hep böyle yapmışımdır. Ne zaman bir şeye sevinsem veya bir şeyi başarsam, aynı gün en hızlı bir şekilde bir fakiri, yetim fakir bir çocuğu, fakir dul bir kadını veya yaşlı fakir bir insanı sevindiririm. Zorda olanı sevindirmek, Allah’a borç vermektir. O, borcunu mutlaka ve en hızlı bir şekilde hikmetiyle geri ödeyendir. Yaptığınız veya yapacağınız bir iyiliği karşılık bekleme amacını güderek yapmayınız. Zorda olana yardım etmeyi vazife bilmek en doğrusudur. Allah’ın zorda olan kuluna yardım etmeyi şüphesiz ki Allah, bizden çok daha iyi bilir. Ancak, Allah “size verdiğim mallarınızın üzerinde haklar vardır” buyurmaktadır. İşte, Allah bizleri böyle imtihan ediyor. Zenginlik paylaşabilmektir. Paylaşmak berekettir.
 
Mikroplar sıcakta en hızlı bir şekilde çoğalırlar. Birkaç saat içerisinde sayılarını birkaç bin misline çıkarabilirler. Bu nedenle besinlerimizi buzdolabında koruma altına alırız. Soğukta mikropların üremesi yavaşlar. Yaz aylarında mikroplar, özellikle bakteriler hızlı bir şekilde sayılarını artırırlar. Yani, hızla çoğalırlar. Tabiatana, yaz mevsiminde her bölgede kendine özgü dengesi içerisinde mikroplara karşı etkili olan yöresel bitkiler ve bu bitkilerin meyvelerini veya da tohumlarını insanın hizmetine sunmaktadır. Bu alem, bitip tükenmez bir araştırma kaynağıdır.
 
Kür 1: Egzamaya karşı
Yarım litre kaynamakta olan suyun içerisine bir avuç dolusu beyaz dut kurusu atınız ve altı dakika hafif ateşte kaynatmaya devam ediniz. Altıncı dakikadan sonra ocaktan indiriniz, elinizi yakmayacak derecede sıcaklığa gelince egzamalı ellerinizi kabın içerisine koyunuz ve en az on dakika etki ettiriniz. Bir saat ellerinizi yıkamayınız. Bir saat sonra ellerinizi suyla durulayınız. Haftada üç kez bu uygulama tekrar edilir. Ellerinizi daldırdığınız kabın soğumamasına özen gösteriniz. Ellerinizi yakmayacak derecede (ılıktan sıcak) sıcak olmasına dikkat ediniz.
 Eğer, egzamanız ayaklarınızda veya el bileklerinizde ise, kaşık veya kepçe yardımıyla egzamalı bölgenin üzerine on dakika boyunca dökünüz. Egzamalı bölgelerin üzerine dökerken, yakmayacak derecede ılıktan daha sıcak olmasına dikkat ediniz. Kabın ılımamasına dikkat ediniz. Gerekirse tekrar ısıtınız.

Not:İlk on gün tamamlandığında iyileşme gözlenmediği takdirde kür sonlandırılır.
prof.saraçoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder